Kimlik bunalımı kavramı, kimlik oluşumunun insanların karşılaştığı en önemli çatışmalardan biri olduğuna inanan gelişim psikoloğu Erik Erikson’un çalışmalarına dayanmaktadır. Erikson’a göre bir kimlik krizi, yoğun bir analiz ve kendine bakmanın farklı yollarını keşfetme zamanı olarak ifade edilir. Erikson, kimliğin oluşumu ve gelişiminin ergenlikle sınırlı olmamasına rağmen, gençlik yıllarında bir kimlik duygusu geliştirmenin önemli olduğunu belirtmiştir. İnsanların yeni zorluklarla karşı karşıya kaldıkça ve farklı deneyimlerle mücadele ettikçe kimliği gelişim ve değişim gösterir. Buna bağlı olarak insanın kimlik bunalımı yaşaması olağan kabul edilir.
İnsan yaşamının her dönemi belli krizler ve bunalımlarla geçmektedir. Bu krizlerin çözülmesi hayatın bir sonraki kısmına sağlıklı geçmek adına önemli bir durum olarak kabul edilir. Ergenlik döneminin krizi de kimlik edinimine karşı kimlik bunalımı olarak ifade edilen bir süreci ifade eder. Ergen, bu dönem içinde var olan her türlü seçeneği, hayalleri ve gerçekleri, hedefleri ve amaçları, mesleki, kişisel, cinsel ve ideolojik birçok alanda düşünme, deneme ve seçimler yapma durumlarını deneyimler. Bu seçimi yapmada temel anahtar, ergenin başkalarıyla olan iletişimidir. Ergenin iletişimde bulunduğu diğer kişi bilgiyi yansıtan bir ayna gibidir. Yapması gereken, yapmayı sürdürmesi gereken ya da yapmaması gereken şeyleri bu süreçte düşünerek, deneyimleyerek belirli filtrelerden geçirir ve bunları kimliğinin parçası haline getirir.
Ergenin kimlik arayışı her zaman için beklenen şekilde ilerlemez. Bazen kimlik arayışının meydana getirdiği sorunlarla bu durumun ergeni zorlayacak bir noktaya ulaşır. Bu durum ile karşı karşıya kalan bir egenin kendini amaçsız hissetmesi, kafa karışıklığı yaşaması, neyle ilgilendiği ve neyi yapmak istediği konusunda zorluklar yaşadığı görülür. İlgi alanını bulmakta zorlanır, sevdiği ve kendine yakın hissettiği çevreyle zaman zaman iletişim kopuklukları meydana gelir.
Bu süreç içinde var olan değişimlerin ve bu arayış halinin normal karşılanması gerekir. Dönem kendi içinde ikilemler ve zorluklara sahip olması nedeniyle ergen henüz yeterli ve sağlıklı düzeyde karar verme noktasında kendisinden istenen performansı sergileyemeyebilir. Ebeveynlerin bu durum karşısında çocukları için iyi birer gözlemci olmaları, açık bir iletişim tarzıyla yaklaşarak ergenin bahsedilen kimlik bunalımı ile karşı karşıya olduğunu anlaması halinde destek alması söz konusu olabilir. Tüm bu süreç içinde ergenin günlük yaşam ihtiyaçlarını karşılama ve sürdürmede zorlanması ve var olan bu bunalım halinin hayat standartlarını etkilemesi önemli bir ipucudur.